Yazı İçeriği
- 1 Su İçmek ve İdrar Çıkışı Takibi Yapmak
- 2 Poliklinikte Bana Başvuran Hasta ve Anamnezi (Hikayesi)
- 3 Azalmış İdrar Miktarı veya Hiç İdrara Çıkamamak Böbreklerin Çalışmadığını Gösterebilir.
- 4 Basit Bir Enfeksiyon Sonrası Böbrek Yetmezliği Olur Mu?
- 5 Su İçmenin Önemini Kavrayalım ve Kavratalım.
- 6 Her Hastadan Bir Ders Çıkartılmalı
- 7 Herkesin Başına Gelebilecek Bir Durum
- 8 Su İçmenin ve İdrar Çıkışı Takibi Yapmanın Önemini Unutmayalım
Yazının son güncellemesi 12 Haziran 2018, güncellemeyi yapan Hekimsel.com
Su İçmek ve İdrar Çıkışı Takibi Yapmak
Su içmenin ne kadar önemli olduğunu buradan sık sık paylaşmaktayım. Su içmek kadar önemli bir başka konu ise idrar çıkışı takibi yapmaktır. Bu konu genelde kronik hastalığı olan hastalarda ve hastanede yatan hastalarda daha önemliymiş gibi düşünülerek yapılmakta olsa da aslında herhangi bir hastalığı olmayan herkesin bile sürekli uygulamasının, hayati öneme haiz olduğu önemli bir konudur. İdrar çıkışı takibi yapmak basitce idrara çıkıp çıkmadığınızı, çıkıyorsanız miktarının içtiğiniz suyla orantılı olarak artıp artmadığının takibidir. Birazdan paylaşacağım bilgiler, su içmenin ve idrar çıkışı takibinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak içindir.
Poliklinikte Bana Başvuran Hasta ve Anamnezi (Hikayesi)
Geçenlerde, 45-50 yaşlarında bir misafir hasta polkliniğime başvurdu. Hastanın neyi olduğunu sorduğumda, bana bir süre önce böbrek nakli geçirdiğini bu nedenle kullandığı sürekli raporlu ilaçları olduğunu söyledi.
Hasta, 45-50 yaş civarında bir bayandı. Kendisinin raporlarını sistemden kontrol ederken, hastanın ek bir kronik hastalığı olmadığını gördüm. Kendisine, böbreğinde daha önceden bir sorun olup olmadığını, böbrek taşının olup olmadığını sordum. “Hayır.” dedi ve devam etti “Daha önceden herhangi bir hastalığım olmadığı gibi böbreklerim de sağlamdı.” diyerek. Hastayı sorgulamaya devam ederken hastanın herhangi bir taş, kum hikayesi olmadığını da öğrendim. Bu duruma nasıl geldiğini öğrenmek için olayın nasıl olduğunu kendisine sordum.
“Bir enfeksiyon sonrası” dedi. Gribal bir enfeksiyon sırasında kendi imkanlarıyla gribi (kendi ifadesiyle) atlatmaya çalıştığı bir dönemde olmuş olay. O dönemde bariz bir iştahsızlığı olmuş. Bu durumun enfeksiyona bağlı geliştiğini düşünmüş. Bu sırada su içip içmediğini sorduğumda su içemediğini söyledi. Ama, su içememesini de iştahsızlığına bağlamış. Buraya kadar yaptıklarında en önemli hata su içememesini geçiştirmiş olması olmuş, bence. Su içemediği günlerden birinde gece orta dereceli bir ateşi olmuş. Su içemediği dönemde idrar çıkışını takip edip etmediğini sorduğumda ise, ateşinin olduğu gün idrar çıkışının olmadığını ama bunun neyi ifade ettiğini bilmediği için herhangi bir şey yapmadığını söyledi. Su içemediği için, idrar çıkışının olmamasını normal kabul etmiş. Halbuki, bir insanın idrar çıkışı olmaması hiçbir zaman normal değildir. Hastanın ikinci ve birinciden daha büyük olan hatası da bu olmuş.
Azalmış İdrar Miktarı veya Hiç İdrara Çıkamamak Böbreklerin Çalışmadığını Gösterebilir.
Su içmenin önemini gözler önüne sermesi açısından bu yazıyı paylaşıyorum. Dahası yeteri kadar su içip içmediğinizi idrar çıkışınızla takip etmeniz gerektiğini hatırlatmak için. Neden mi? Az önce anlattığım olayın teşhis kısmını birazdan söyleyeceğim. Ama, idrar renginde koyulaşma, idrar miktarında azalma yetersiz su içtiğimizin habercisi olabilir. Hiç idrara çıkamama ise, böbreklerin çalışmayı tamamen durdurduğunu gösterir. Bu acil bir durumdur. Bunu sakın unutmayın.
Basit Bir Enfeksiyon Sonrası Böbrek Yetmezliği Olur Mu?
Gelelim hastanın teşhisine. O herkesin geçirebildiği enfeksiyon sonrası yaşanan iştahsızlık ve buna bağlı su içmeme durumu ile karşılaşan hasta, idrar çıkışı da olmayınca böbrek yetmezliğine girmiş farkında olmadan ve o günden sonra her iki böbreğini de kaybetmiş. Daha sonra kardeşinden kendisine böbrek nakli yapılmış.
Su İçmenin Önemini Kavrayalım ve Kavratalım.
Böbrek yetmezliği gibi hastalıklar bize genelde çok uzak olan hastalıklar gibi gelir. Ama, burada paylaştığım örnekte olduğu gibi altta yatan başka bir neden olmadan bile, kronik hastalıklarınız olmasa bile böbrek yetmezliği sadece yetersiz su alımıyla dahi gerçekleşebilmektedir. Bunu önlemek için su içme alışkanlığımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. Kimse için değil, kendimiz için. Birilerine de yardımcı olmak, faydalı olmak istiyorsak su içme alışkanlığını o kişilere kazandırmaya çalışmalıyız. Bu da toplum için yapabileceğimiz çok önemli bir kazanım olacaktır.
Her Hastadan Bir Ders Çıkartılmalı
Hastanın bu anlattıkları ile her hastadan kendimiz için öğrenebileceğimiz bir şeyler olduğunu mutlaka dikkate almalıyız. Hasta ziyaretlerinde (hekim olarak değil) amaç sadece hastalara moral vermek değil, aynı zamanda hastaların hasta olmadan önce yaptıkları hatalara düşmemeyi de öğrenmek olmalıdır.
Herkesin Başına Gelebilecek Bir Durum
Bu konunun benim ilgimi özel olarak çekmesinde benzer bir durumu yaşamış olmam da etkiliydi, aslında. Yoğun iş tempomun olduğu (arkadaşımın yerine de vekalet ettiğim bir vakitte) bir dönemde, ben de sinüzite yakalanmıştım. İlk başlarda beni çok etkilememişti ve kendime başladığım tedaviyle her şey iyi gidiyordu aslında. Antibotik kullanmadan vücut direncimle atlatmaya çalışyordum, rahatsızlığımı. Ama, iş yoğunluğundan dolayı mesai saati içerisinde su içemiyordum. ( o zamanlar su içmenin de ne kadar önemli olduğunu kavrayamamıştım.) Mesai dışında da ilk günlerde iyi olmama rağmen, ilerleyen günlerde ateşim, öksürüğüm azalsa da artan bir iştahsızlığım olmuştu. Bu durum elbette enfeksiyona bağlı olarak gelişebilmekteydi. Yemek yemeyi çok başaramasam da su içmek için kendimi zorluyordum. Sonra, bir gün çalşıtığım yerin pazarı olduğu yoğun bir günde akşam eve geldiğimde suyu hiç içemediğimi farkettim. Hatta, o gün gündüz de hiç su içememiştim yoğunluktan. Su içmek istedim ama içemedim. Lavobaya gittim, hiç idrar çıkışım olmadığını farkettim. İşte o zaman bir şeylerin gerçekten ters gittiğini anladım.
Bir hekim olarak bile işleri kendi sağlığımızın önüne koyduğumuzda bazı şeyleri farketmekte gecikebiliyoruz ne yazık ki. Eşime durumu anlattım ve hemen Acil Servis’e geçtik. Durumu hekim arkadaşıma anlattım. Sağolsun 1000 cc’lik bir serum taktırdı. Serumun gerçekten gerektiği zamanlarda hayat kurtarıcı olduğunun kanıtı bence bu serumdu. Su içmeyi istediğim halde içemediğim bir dönemde, serum vücudumun sıvı elktrolit dengesini sağlamıştı. Acilden eve geldiğimde, idrar çıkışımın olmasıyla da rahat bir nefes almıştım.
Su İçmenin ve İdrar Çıkışı Takibi Yapmanın Önemini Unutmayalım
Hastamın anlattığı olayla benim yaşadığım olay arasındaki tek fark, benim idrar çıkışının olmasının önemini bilmemdi. Belki bu durumu ben de göz ardı etseydim, hasayla aynı durumda ben de olacaktım. Bu durumu göz ardı etmek ise gerçekten çok kolay. Sağlığımızdan daha fazla önem verdiğimiz herhangi bir durumla ilgili kendimizi o işi yapmaya konsantre etmemiz bile idrar çıkışı takibini kolayca atlamamıza neden olabilir. Bunun için öncelik her zaman kendi sağlığımızda olmalı.
Saygılarımla,