Yazı İçeriği
- 1 Soğuk Algınlığı Nedir?
- 2 Soğuk Algınlığına Hangi Virüs Neden Olur?
- 3 Soğuk Algınlığı Neden Soğuk Havada Meydana Gelir?
- 4 Grip ve Soğuk Algınlığı
- 5
- 6 Soğuk Algınlığının Belirtileri
- 7 Soğuk Algınlığı Ne Kadar Sürer?
- 8 Soğuk Algınlığı Nasıl Bulaşır?
- 9 Hapşırırken Virüsler En Çok Hangi Yöne Doğru Yayılır?
- 10 Soğuk Algınlığını Kolaylaştıran Faktörler
- 11 Soğuk Algınlığından Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
- 12 Soğuk Algınlığının Aşısı Var Mı?
- 13 Soğuk Algınlığının Tedavisi Nedir?
- 14 Soğuk Algınlığı İçin Antibiyotik Tedavisi Gerekli Mi?
Yazının son güncellemesi 20 Aralık 2020, güncellemeyi yapan Hekimsel.com
Soğuk Algınlığı Hakkında Her Şey
Soğuk Algınlığı Nedir?
[responsivevoice_button voice=”Turkish Male” buttontext=”Tıkla Dinle”]
En sık karşılaştığımız hastalıklardan biri olan soğuk algınlığı, viral kaynaklı bir rahatsızlıktır. Soğuk algınlığına 200’den fazla virüs neden olabilir.
Viral bir hastalık olduğunu belirttiğimiz soğuk algınlığı bu sayede hızlı yayılabilen ve özellikle vücut direnci düşük olan insanları veya vücut direncinin düşük olduğu dönemlerde yakaladığı insanları kolayca etkileyebilen bir viral enfeksiyon türüdür.
Soğuk Algınlığına Hangi Virüs Neden Olur?
En sık rhino virusler soğuk algınlığına neden olmakta olup, bunun dışında da bir çok farklı virüs soğuk algınlığına neden olabilmektedir. Hatta, grip rahatsızlığına neden olan influenza virüsleri bile soğuk algınlığına yol açabilmektedir.
Soğuk Algınlığı Neden Soğuk Havada Meydana Gelir?
Soğuk algınlığı, adından da anlaşılacağı üzere soğuk havalarda karşımıza çıkar. peki, ama neden?
Soğuk havalarda genellikle havanın nem oranı düşmektedir. Nem oranı düşük olan hava ise, burnu kurutmakta ve soğuk algınlığına neden olan virüsün kolayca burun mukozasına tutunmasına neden olmaktadır. Burun mukozasına sıkıca tutunabilen virüsler, kendilerine ideal ortamı bulmuş olmalarının rahatlığıyla kendi türlerinin yaşamları için gerekli olan üremelerine başlarlar. Bu durum da insanlar için hastalık demektir.
Ayrıca, soğuk havalarda insanlar soğuktan korunmak için daha çok kapalı ortamları tercih etmektedir. Bu durum damlacık yoluyla bulaşan bu hastalığın soğuk havalarda kapalı ortamlarda çok daha hızlı yayılmasına neden olmaktadır.
Soğuk havalarda, çeşitli nedenlerle insanların bağışıklık sistemleri daha düşük olabilmektedir. Bu durum da soğuk algınlığının soğuk havalarda daha sık görülmesini açıklayabilmektedir.
Grip ve Soğuk Algınlığı
Viral olması ve belirtilerinin benzemesi nedeniyle de, soğuk algınlığına yakalandığımızda genellikle hekime “Ben yine grip oldum.” şikayetiyle başvururuz. Ama, soğuk algınlığı ile grip tamamen farklı rahatsızlıklardır. Soğuk algınlığı ve grip farklı hastalıklar olsa da birçok yönleri de benzerdir. Zaten, hekimlerin bile bu iki hastalığı çok rahat karıştırabilmelerinin asıl nedeni de benzerliklerinin çok fazla olmasıdır.
Soğuk Algınlığının Belirtileri
Soğuk algınlığı, özellikle buruna özel bir rahatsızlıktır. Bu nedenle belirtilerini bu bölgede aramak gerekir. Soğuk algınlığının en önemli belirtileri burun akıntısı, hapşırık, gözlerde sulanma ve boğazda yanma, kaşınma veya ağrı olması olabilmektedir, çoğu zaman.
Viral rahatsızlıkların tipik belirtileri olan ateş, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler de soğuk algınlığında rastlanan bulgular olmakla birlikte, hastayı özellikle grip hastalığındaki kadar etkilemezler ve hafif derecede hastayı etkilerler.
Soğuk Algınlığı Ne Kadar Sürer?
Soğuk algınlığının ne kadar süreceği kişinin vücut direncine bağlıdır. Ama, genelleme yapacak olursak, soğuk algınlığı genelde 1-2 hafta sürmektedir.
Soğuk Algınlığı Nasıl Bulaşır?
Soğuk algınlığı özellikle soğuk havalarda ve kapalı ortamlarda bulaşır. Soğuk algınlığının temel bulaşma mekanizması damlacık yoluyla olmaktadır. Bunu sağlayan en önemli soğuk algınlığı bulgusu da hapşırmadır. Bu şekilde özellikle kapalı ortamlarda çok hızlı yayılabilen soğuk algınlığı, burun akıntısı ve kişinin temizlik kurallarına uygun hareket etmemesiyle kirlettiği malzemelerinin de bir şekilde yine temizlik kurallarına uymayan başkaları ile teması ile de bulaşabilir.
Hapşırırken Virüsler En Çok Hangi Yöne Doğru Yayılır?
Soğuk algınlığının damlacık yoluyla bulaşmasını sağlayan hapşırmayla ilgili yapılmış olan bir çalışmayı da yeri gelmişken anlatmakta fayda var. Hapşırırken, soğuk algınlığına veya grip rahatsızlığına neden olan virüslerin yayılmasını en aza indirmek için, kağıt mendille veya elimizle ağız ve burun bölgemizi kapatmalıyız. Bu şekilde virüsün ortamdaki havaya dağılmasını önlüyoruz.
Peki, ağzımızı ve burnumuzu kapatmazsak ne oluyor? Ağzımızı ve burnumuzu kapatmadığımızda virüsler ortamdaki havaya çok kolay bir şekilde hızlı ve kendi boyutlarına göre çok uzun mesafelere denk gelecek şekilde yayılabilmektedir. Bahsetmek istediğim araştırmada, hapşırırken virüslerin en çok hangi yönlerde yayıldığı araştırılmış. Bu araştırma sonucunda virüslerin en çok önümüze doğru ( bu herkesin tahmin ettiği) ve arkamıza doğru (çoğu kimsenin düşünmediği) yayıldığı belirtilmiş. Yan yönlerdeki virüs yayılımları ön ve arka yönlere doğru olan yayılmadan daha düşük kalmış. Virüslerin ortamdaki havaya yoğun olarak yayıldıkları mesafe de bir metre civarında bulunmuş.
Bu araştırma sonucundan otobüste veya uçakta hapşıran öndeki yolcunun bizim için soğuk algınlığının bulaşması açısından neredeyse yüzümüze hapşırmış olması kadar büyük risk taşıdığı sonucuna ulaşabiliriz.
Soğuk Algınlığını Kolaylaştıran Faktörler
Temizlik kurallarına çok uymayan veya uyamayan ve kapalı ortamlarda yaşayan kişiler denilince de akla ilk olarak okullardaki çocuklarımız gelmektedir. Bu nedenle soğuk algınlığı çocuklarda erişkinlere göre daha fazla görülür. Okullarda, kreşlerden itibaren bulunan bir çok çocukta hızla yayılarak çocukların peşpeşe rahatsızlanmalarına neden olabilir. Dahası bu ortamlarda rahatsızlanan çocuklar, birer virüs taşıyıcı haline dönüşerek başta evleri olmak üzere virüsü birçok ortama taşırlar.
Erişkinlerin soğuk algınlığına yakalanmaları ihtimali, temizlik kurallarına çocuklara göre daha fazla uymaları nedeniyle daha az oranda olması beklense de; erişkinlerin vücut dirençlerinin düşük olduğu dönemlerde ve toplu, kapalı ortamlarda çalışma, taşıma koşullarının fazla olduğu durumlarda çok rahat artabilmektedir.
Soğuk algınlığı için havanın soğuk olması ve kapalı ortamların kişinin hayatında (dönemsel de olsa) ne kadar yer aldığı önemli olmakla birlikte, soğuk algınlığına yakalanmada kişinin yetersiz ve dengesiz beslenmesi, sigara kullanması, stresli bir yaşantısı olması, sürekli seyahat etmesi, uykusuz ve düzensiz bir gün içi yaşantısı olması gibi faktörler de çok önemli yer tutmaktadır. Bu sayılan faktörler direk olarak kişinin bağışıklık sistemini zayıflattığı için kişinin kolayca soğuk algınlığı virüsüne yenilmesine neden olmaktadır.
Kişilerin var olan kronik hastalıkları da vücudun dengesini bozucu etki yaptığından kişilerde soğuk algınlığına bir yatkınlık oluşturabilir. Hatta, burun bölgesindeki anatomik bozukluklar dahi soğuk algınlığının sıklığını artırabilir.
Soğuk Algınlığından Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
- Soğuk algınlığından korunmak için öncelikle vücut direncinizi yüksek tutmaya çalışmalısınız. Soğuk algınlığına ve hatta gribe karşı korunmanın en önemli bölümü vücut direncinin yüksek olmasıdır.
- Vücut direncinin yüksek olması için aksi bir durumunuz veya hastalığınız yoksa günde 2-2.5 litre su içmelisiniz.
- Vücut direncinin yüksek olması için dengeli ve yeterli beslenmeniz gerekmektedir. Bunun için meyve ve sebze ağırlıklı (özellikle de C vitamininden zengin) beslenmenizi öneririz.
- Vücut direncinizin düşmemesi için hareketsiz olmamanızı da öneririz. Hareketsiz olmayarak uygun şekilde yürüyüş ve düzenli egzersiz (aşırı ve vücudu yorucu değil) yapmakta vücut direncinizi yükseltir.
- Soğuk algınlığı virüsü soğuk ve kuru havada daha etkilidir. Bunun için ev ve iş ortamlarınızda yada vakit geçirdiğiniz diğer ortamlarda havanın hem sıcak olmasına hem de kuru olmamasına önem gösterin. Eviniz kaloriferli ise kalorifer peteklerine koyacağınız küçük su kapları ile ortamı nemlendirebilirsiniz. Aynı uygulamayı soba üzerine su kabı koyarak da yapabilirsiniz. İsteğinize göre hava nemlendirici cihazlarda kullanabilirsiniz.
- Bulunduğunuz ortamı aşırı da ısıtmayın.
- Bulunduğunuz ortamları özellikle siz içinde yokken bol bol havalandırın.
- Kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durmaya özen gösterin.
- Evinize ve iş yerinize geldiğinizde ellerinizi, yüzünüzü sabunla yıkayın.
- Hava koşullarına uygun kıyafetler giyin.
- Düzenli uyuyun.
- Sigara içmeyin ve sigaralı ortamlarda bulunmayın.
- Stresten uzak durun.
Soğuk Algınlığının Aşısı Var Mı?
Soğuk algınlığına neden olan 200’e yakın virüs olması nedeniyle soğuk algınlığı aşısı üretilse bile belli başlı virüslere karşı yapılmış olacak ve koruyuculuğu çok düşük olacaktır. Bu nedenle böyle bir aşı üretilmemektedir.
Soğuk Algınlığının Tedavisi Nedir?
Soğuk algınlığının ilaç olarak tedavisi yoktur. Tedavinin asıl amacı vücut direncini yüksek tutarak vücudun virüslerden en kısa zamanda kurtulmasını sağlamaktır. Bunun için yapılması gerekenler soğuk algınlığından korunmak için yapılması gerekenlerle aynıdır. Bunun dışında hastalıklı kişilerden uzak durmaya çalışmak, aynı ortamlarda bulunmamak ve direk temas etmemeye çalışmakta gerekmektedir. Hasta olduğumuz dönemlerde de bizim kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durmamız, direk temastan uzak durmamız gerekiyor. Mümkünse evde yatak istirahati yapmalıyız.
Bunların dışında soğuk algınlığının semptomlarını gidermeye yönelik tedavi edici olmayan ve piyasada genelde grip ilacı diye satılan soğuk algınlığı ilaçları vardır. Bu ilaçlar genellikle içlerinde ağrı kesici, öksürük giderici ve allerjiyi önleyen maddeler içerirler. Tedavi edici özellikleri olmayan bu ilaçlar daha çok soğuk algınlığında ortaya çıkan baş ağrısı, hapşırık, burun akıntısı gibi bulguları azaltmaya yönelik ilaçlardır.
Soğuk Algınlığı İçin Antibiyotik Tedavisi Gerekli Mi?
Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiğin yeri yoktur. Ancak, soğuk algınlığı geçiren kişilerde gelişebilecek sekonder bakteriyel enfeksiyonlara karşı dikkatli olunmalı. Böyle durumlarda antibiyotik tedavisi soğuk algınlığı için değil de sekonder bakteriyel enfeksiyonlar için hekimin uygun gördüğü durumlarda kullanılabilir.